Cinayet böyle şeylerden çıkar!..
Ya da küfürün adını günah koymuşlar…
Resmen kafayı yiyeceğim.
Demedi demeyin. Kim ki bana Türkiye’de enflasyon yüzde 8, yüzde 10 filan lafını ederse, gözünün yaşına bakmam.
Valla bugüne kadar tavuk bile kesmemiş bir insan olarak, elimden bir kaza çıkar; olan, “enflasyon düşüyor” lafını edene olur, bilmiş olun.
Enflasyon rakamını tespit edenler; istedikleri gibi sonuç çıkartmanın yolunu bulmuşlar… “Enflasyon sepeti” diye bir kutu icat etmişler. İçine istediklerini atıp, istediklerini çıkartıyorlar.
Mesela bu ay enflasyon çok mu düşük çıksın istiyorlar. Sepetten, fiyatı artan maddeleri çıkartıyorlar; yerine modası geçmiş, hiç kullanılmayan, fiyatının artma ihtimali olmayan maddeleri koyuyorlar. Örneğin, siyah-beyaz televizyon, örneğin at nalı, örneğin gaz lambası… Bazen bakıyorlar ki millete ayıp oluyor; azcık yükseltelim diyorlar. Sepetin içinden, fiyatı artmayan kireç taşını, dinamiti çıkartıyorlar, yerine eh işte ihtiyaç sayılan, at heybesini, eşek semerini koyuyorlar; enflasyonu yüzde 8’den 8.5’e çıkartıyorlar.
Biz de geri zekalıyız ya, yutuyoruz.
Ekmek geçen yıl bu zamanlar ne kadardı? 25 kuruş. Yani 250 bin lira.
Şimdi ne kadar? 40 kuruş. Yani 400 bin lira.
Artış ne kadar? Yüzde 60.
Son 1 yılda kuru fasulyenin fiyatı yüzde 160 arttı.
Pirinç fiyatı yüzde 200 yükseldi.
1 yılda zeytin yağı, yüzde 133; peynir yüzde 50; şeker yüzde 40; un yüzde 70; çay yüzde 45, mercimek yüzde 70 zam gördü… Pirinçteki astronomik artış sonucu yetkililerin “bulgur yeyin” çağrısından sonra geçtiğimiz hafta da bulgurun fiyatı yüzde 80-90 arttı.
Temel ihtiyaç maddelerindeki ortalama artış, yüzde 50’nin üzerinde.
Bakın ciddi sivil enflasyon araştırmacıları, geçtiğimiz mart ayındaki artış oranlarını nasıl açıkladılar.
Yaş sebze ve meyvede yüzde 279, kurutulmuş ürünlerde yüzde 170, baklagillerde yüzde 246 ve hayvansal ürünlerde de yüzde 176…
Yine mart ayında kuru fasulye yüzde 30, kırmızı mercimek yüzde 19, et yüzde 12 arttı.
Peki devletin mart ayı enflasyon açıklaması ne? Yüzde 9.
İnsaf.
Yarın veya en geç pazartesi günü nisan ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Göreceksiniz yine gülünç rakamlarla kandıracaklar bizi.
Sıkılmadan, utanmadan; “enflasyon sepeti”nin içindeki maddeleri çıkartıp, bir başkasını koyarak; nasıl oluyor da hâlâ “enflasyon yüzde 9-10” diyebiliyorlar anlayamıyorum.
Aslında anlıyorum da, bu denli aptal yerine konmak ağrıma gidiyor, onuruma dokunuyor.
Onun için, her an elimden bir kaza çıkabilir diyorum işte.
Aslında çıkabilir değil, kesin çıkar.
Ama maktul kim olur bilmem.
Herkes benimle enflasyon konuşurken, rakam telaffuz ederken, ayağını denk alsın.
Cinayet böyle şeylerden çıkar.
Allah korusun, benim cinayetle filan işim olmaz da; en azından okkalı bir küfür ederim haberiniz olsun.
Böyle durumlarda küfürün günah olduğunu hiç zannetmiyorum.
MEHMET ATILGAN
1 Mayıs 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Sinirlenmeyin lütfen. Sadece kader deyin artık söylenecek bir laf yok. Bu kadar sessiz bir toplum olmamız o kadar kanıksandı ki, 1 mayısta bile günler evvel susturmak için çare aradılar. En iyisi siz o sepetten bir kutu kibrit alın, gaz lambasının fitilini tutuşturun. Alaca karanlıkta herşey daha güzel gözükür. Aydınlık günler umutta kaldı çünkü. Aziz Nesin'in ruhu şad olsun.
telephone service quality seo backlink service backlink submitter
Yorum Gönder