14 Ağustos 2008 Perşembe

Kimin malını kime dağıtıyor bu AKP?



“El kesesinden ağalık yapmak” diye bir deyimimiz var.
Bir de “Herkes sakız çiğner de, çingen kızı tadını çıkarır” diye laf var.
Bu iki deyimi birleştirip, sonuna “eşittir”, yani “=” işaretini koyarsanız, hiç tereddütsüz AKP hükümeti çıkar. Bu sonucu bulmak için matematik bilmeye, formül öğrenmeye, hesap-kitap yapmaya hiiiç gerek yok.
Bundan önce de “el kesesinden ağalık yapan” hükümetler oldu elbet. Ama hiç birisi AKP kadar tadını çıkartamadı.
Sosyal devlet, halkını gözetmeli, ihtiyaç sahiplerine iş, aş temin etmeli. Sağlık, gıda, yakacak, giyecek, ulaşım yardımı yapmalı elbet.
Ama, iş siyasi rüşvete dönüşünce, ülkenin dengesi bozuluyor, halkın metabolizması alt-üst oluyor… Haksızlık, yolsuzluk, vurgun ayyuka çıkıyor.
AKP hükümeti iktidarda bulunduğu 5.5 yılda tam 6 milyon ton kömür dağıtmış.Üstelik bunun yarısını yerel seçimlerin yapıldığı 2004 ve genel seçimlerin yapıldığı 2007 yılında siyasi rüşvet olarak seçmene vermiş. Bu yardımı alanlar, gerçekten ihtiyaç sahibi mi, oy hedefi mi, o da mâlum…
5.5 yılda dağıtılan 6 milyon ton kömürün devlete maliyeti tam 1 milyar 87 milyon YTL… Eski ifadeyle 1 katrilyon 87 trilyon lira…
Bu kimin parası?
Kıt kanaat geçinen milyonlarca ailenin doğalgazına, telefonuna, elektriğine zam yapacaksın; aldığı nefesten bile vergi alacaksın; topladığın parayı seçmene rüşvet olarak dağıtacaksın!.. Böyle bir haksızlık, böyle bir adaletsizlik, Dünyanın herhangi bir gelişmiş ülkesinde olsa, hükümetler yıkılır, yüce divanlar kurulur, sorumlular ömür billah demir parmaklıklardan çıkıp güneş yüzü göremez.
Bu; işin sosyal düzeni bozan tarafı…
Bir de konunun insani, onursal, kişilik yanı var.
İnsanlar rencide edilerek, konu-komşuya küçük düşürülerek, aleni biçimde aşağılanarak; toplumda bir kişiliksizleştirme süreci gerçekleştiriliyor.
Osmanlı döneminde, toplumsal dayanışmayı, insanları rencide etmeden yardımlaşmayı gösteren çok güzel bir uygulama var… Bu; Anadolu insanının, bir diyet isteyerek (oy veya başka bir çıkar) değil, sadece ve sadece insani amaçlarla yardımlaşma anlayışının ifadesiydi.
Hâli vakti yerinde olanlar, mahallelerindeki bakkala giderler, bakkalın veresiye defterini açtırırmış.. Gücü oranında, ödeyeceği miktardaki bir borçlunun, borcunu ödeyip sildirir gidermiş. Borcu ödeyen varlıklı kişi, kimin borcunu ödediğini bilmediği gibi; borçlunun da kimin kendi borcunu sildirdiğinden haberi olmazmış.
Daha önceki hükümetler tarafından başlatılan “sadaka toplumu” yaratma uygulamasını, doruğa çıkartıp, toplumu hızla kişiliksizleştiren AKP, bu ülkeye ve topluma çok büyük zarar veriyor. 5.5 yılda dağıtılan kömür parasıyla, yani 1 katrilyondan fazla para ile, ilk başlangıçta belki 10-20 bin, daha sonraları 30-40 bin, elde edilecek gelirlerle de bugün belki 50-60 bin kişiye sürekli gelir getirecek iş imkanları yaratılırdı. Ama görülüyor ki, sadaka toplumu yaratmak, iş imkanı yaratmaktan daha cazip geliyor AKP’ye…
Ne de olsa, “el kesesinden ağalık” yaparak, seçmeni satın alıp, siyasi rant elde etmek var işin ucunda…
Türkiye’de bu tür anlayışla; insanlar kişiliksizleşmiş, toplumun vicdanı yaralanmış, sosyal denge bozulmuş, haksızlık, adaletsizlik artmış, ekonomi dibe vurmuş, kimin umrunda?

Hiç yorum yok: